Türkiye Gençliğinin “Sağdan” Profili


Elbette ki, gençlerin en çok hayranlık duyduğu kişi “Recep Tayyip Erdoğan”! Aslında bütün örneklemin sadece %10’una tekabül eden bu cevap, araştırmada “bütün değişkenlere göre ve toplamda, katılımcıların en hayranlık duyduğu isim” olarak lanse ediliyor.

2012 yılının Mart ayında “Türkiye’nin Gençlik Profili” isimli bir araştırmanın sonuçları SETA (Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı) tarafından bir kitap olarak yayımlandı. “Türkiye’deki gençlik politikalarına katkı sunmak amacıyla” gerçekleştirilen bu araştırma, “şu ana kadar Türkiye’de gençlere dönük yapılmış en kapsamlı çalışma olma” iddiasında. Türki­ye’de 15–29 yaş aralığındaki 10.174 genç ile gerçekleş­tirilen araştırma çerçevesinde gençlere barınma, sosyal güvenlikten yararlanma, yabancı dil bilme ve yurtdışına çıkma durumları, boş zaman etkinlikleri, beğenileri, zararlı alışkanlıkları, spor yapma olanakları ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan beklentileri konu başlıklarında sorular yöneltilmiş. Kitapta elde edilen bulgular özetlenerek, sonuç bölümünde gençlerin belirttiği sorunların çözümü için öneriler geliştirilmiş.

Gençliğin sorunları?
Kitapta sunulan bulgular ve tespitler, günümüzde Türkiye’de gençliğin durumuna ve sorunlarına “sağdan” nasıl bakılır bunu açıkça örnekliyor. Herhangi bir yorum yapmadan önce, öne çıkan bulguları özetleyelim:

-       Türkiye’de gençlerin en önemli gördükleri sorun işsizliktir.
-       Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda kalan katılımcılardan sadece beşte biri kaldıkları yurttan memnundur.
-       Katılımcıların %21,3’ü hiçbir sosyal güvenlik kurumundan yararlanmamaktadır.
-       Katılımcıların boş zamanlarında en sık yaptıkları etkinlik televizyon izlemek; televizyonda en çok izledikleri program türü ise yerli dizilerdir.
-       Recep Tayyip Erdoğan, bütün değişkenlere göre ve toplamda, katılımcıların en hayranlık duyduğu isimdir.
-       Katılımcıların %35,7’si sigara, %21,7’si alkollü içki kullanmakta; %21,4’ü ise şans oyunu oynamaktadır.
-       Katılımcıların yaklaşık üçte biri gazete okumamakta; sadece %12’si düzenli olarak bir dergi takip etmektedir.
-       Katılımcılar arasında şimdiye kadar yurtdışına çıkmış olanların oranı %11,5’tir.
-       Katılımcılardan doğa gezisi yapmak isteyenlerin oranı %60,8’dir.

Bu bulgular çerçevesinde yapılan tespitlerden belki de en önemlisi “Türkiye’de şu ana kadar yürütülen gençlik politikalarında daha çok sorun odaklı bir yaklaşımın” benimsenmiş olduğudur. Ancak araştırma, “son yıllarda bu tutumda bir değişim yaşanmakta” olduğunu söylemekte ve bu iddiayı savunmak için de hükümetin gençlere yönelik politikalarının “sorun çözme odağından gençlerdeki potansiyeli değerlendirme” yönüne evrildiğini belirtmektedir. Bunun kanıtı olarak da 2011 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kurulması gösteriliyor.

Analizin analizi
Günümüzde gençliğin en önemli sorun alanları olan işsizlik ve sosyal güvencesizlik, araştırma çerçevesinde hayli sınırlı yer bulmuş. Araştırmada gençlerin işsizlik nedenleri ile ilgili hiç soru sorulmadığı gibi, gençlerin sosyal güvenlik durumuna ilişkin bulgular da sorulan iki sorunun yanıtları ışığında, sadece bir sayfada, iki grafik ve iki paragrafla açıklanmış. Gençlerin işsizlik ve sosyal güvenlik sorununu çözmek içinse genel ve tek bir çözüm önerisi göze çarpıyor: Vergi indirimi gibi yasal düzenlemeler yapılması ve (ne olduğu açıklanmayan) “bir takım tedbirlerin” alınması.

Durum böyleyken, gençliğin sorunlarının tespitinde nasıl bir yararı olacağı pek de belli olmayan “siyaset, sanat, eğitim ve edebiyat gibi alanlarda hayranlık duyduğunuz biri var mı” sorusuna verilen cevaplar (ki katılımcı gençlerin sadece %45,9’u evet demiş), muhtelif değişkenler ışığında toplam yedi sayfada analiz ediliyor. Elbette ki, gençlerin en çok hayranlık duyduğu kişi “Recep Tayyip Erdoğan”! Aslında bütün örneklemin sadece %10’una tekabül eden bu cevap, araştırmada “bütün değişkenlere göre ve toplamda, katılımcıların en hayranlık duyduğu isim” olarak lanse ediliyor.

Kitapta dikkat çeken bir başka ilginç analiz ise gençlerin sigara ve alkol kullanım alışkanlıkları hakkında. Katılımcıların beşte biri alkol kullandığını belirtmiş. Yapılan analiz ise medeni durum değişkeni ile gençlerin sigara ve alkol kullanımları arasında kurulan ilişki çerçevesinde, evli gençlerin dul/boşanmış veya bekar olan katılımcılara oranla daha düşük oranlarda sigara ve alkol tükettiğinin altını çizmekte. İşsizlik ve gelecek kaygısı ile ilgili dişe dokunur herhangi bir çözümlemeye girişmeyen araştırma iş alkol-sigara ve evlilik arasındaki ilişkiye gelince “değişkenlerini” konuşturmaya başlıyor.

Bunlara ek olarak gençlerin yabancı dil öğrenme ve yurtdışına çıkma imkanlarının arttırılması, boş zaman faaliyetleri vs. için yapılan öneriler, aslında bu araştırmanın eğitim olanak(sızlık)ları ve kalitesi(zliği), işsizlik, sosyal güvencesizlik, gelecek karşısında umutsuzluk gibi gençliğin asıl sorunlarına hiç de temas etmediği ortaya koyacak nitelikte.

Araştırma teknikleri, veri analizi gibi “teknik” konulara değinmek için yer kalmamış olsa da, belki tek bir cümleyle “Türkiye’nin Gençlik Profili” araştırmasının aslında bir araştırmanın nasıl yapılmaması gerektiğine güzel bir örnek oluşturduğu söylenebilir.

Gençliğin Bakanlığı
Arka planına bakıldığında, araştırmanın gerekçelerinden biri “Türkiye’de belirgin bir gençlik politikasına ve gençliğe destek olacak kurumlara duyulan ihtiyaç” olarak belirtiliyor. Bu ihtiyaç aslında kitapta 61. Hükümet programında Recep Tayyip Erdoğan tarafından konuya verilen önemi kanıtlamak üzere sunulan “gençlik politikalarının daha etkin bir şekilde yapılması ve gençlere dönük hizmetlerin arttırılması” amacıyla 2011 yılında kurulan Gençlik ve Spor Bakanlığı’na işaret ediyor. Ayrıca çözüm önerileri kısmında önerilerin özellikle Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın görev alanına giren konularda sunulmuş olması, bu araştırmanın “Bakanlık” için yapıldığının da bir göstergesi.

Bünyesinde düzenlemekte olduğu gençlik yaz kamplarında, “pozitif ayrımcılık” adına, karma uygulamadan vazgeçip, yaz kampları ve gençlik treni gibi faaliyetlerini haremlik-selamlık hale getiren, gençlikten önce gelir kaynağı olan spora verdiği önemi her fırsatta, özellikle de gençliğe ayırdığı minimum bütçe ile gösteren ve “değerlerine bağlı nesiller için çabalayan” Gençlik ve Spor Bakanlığı, “desteklerini esirgemediği” bu araştırmadan gereken dersleri elbette çıkaracak ve bir sonraki araştırmada Türkiye’deki gençliğin daha da “sağdan bir profil” vermesi için gerekeni yapacaktır. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın TRT-Türk’te yaptığı açıklamalar zaten bunu kanıtlar nitelikte: “Gençlerle bir araya geldiğimde dinine, devletine, vatana, milletine, bayrağına bağlı ve saygılı nesiller olmalarını tavsiye ediyorum. Biz böyle nesillerin inşası için çabalıyoruz. Bu değerleri içselleştiren gençlerin önünün açılması için gayret ediyoruz. Bilime, bilgiye değer veren, sorgulayan, özgüveni yüksek nesiller istiyoruz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder